AFRODİSİAS'IN TARİHİ

AFRODİSİAS 

 Aydın ilinin Karacasu ilçesine bağlı Geyre mahallesinde bulunan Antik Yunan kenti olan Afrodisias, aşk ve güzellik tanrısı olan Tanrıça Afrodit'e adanmış eski çağ kentinin adıdır. Önceki adları "Lelegopolis", "Megalopolis" ve Asur işgalinden dolayı "Ninoi" olan kent MÖ 6. yüzyılda Afrodisias olmuştur. Şehrin tarihi Tunç çağına kadar dayanıyor. Ve MÖ 3000 yılından önce Kalkolitik Çağ (Bakır Taş Çağı) ile ilgili kalıntılar bulunmuştur. Tapınağın ilk yapımına Arkaik döneminde başlanmıştır. Roma döneminde inşasına devam edilen tapınak (MÖ 1. yüzyıldan, MS 2. yüzyıla kadar inşası sürmüştür.) daha sonra Hıristiyan kilisesine dönüştürülmüştür. 

Afrodisias Ören yeri

Anadolu'ya özgü "İon" tarzında yapılmış olan tapınakta, yapıyı çepeçevre saran kısa taraflarda sekiz, uzun taraflarda da on üçer sütun dizisi var olan uzaklığın iki katı bir açıklıkla iç duvarlara ulaşmaktadır. Böylece iki sütun dizisi ile çevrili izlenimi  yaratmaktadır. Hatta bazı mozaik yapıların Helenistik döneme ait tapınaklarda da bulunması buranın eski bir tapınak olduğunu gösteriyor. MÖ 1. yüzyılda Gaius Julius Zoilos tarafından yapımı başlatılan bu kutsal alana doğu yönde yer alan anıtsal bir giriş binasından geçilerek giriliyordu. 

 Roma İmparatorluğu döneminde gelişen tapınak heykelciliğin de başlamasıyla sanat haline gelmiştir. Pergamon'dan göç eden heykeltıraşlara kent kucak açmış, bir heykeltıraşlık okulu kurmuş ve bu okulda yetişen ünlü heykeltıraşlarını ve ürettikleri harika eserleri Roma'nın tüm eyaletlerine göndermeyi başarmıştır. Heykelciliğin gelişmesinden dolayı kentin tanrıçası Afrodit'e yapılan tapınak kentteki en eski mermer tapınaktır. MS 1. yüzyılda tamamlanan mermer tapınağa yapımında yardımcı olan seçkin ailelerin isimleri sütunlara yazılmıştır. Ayrıca Afrodisias hemen yanında bulunan Babadağ eteklerinden çok kaliteli mermerler çıkarıyordu. İnce kristalli, krem rengi, yumuşak ve işlemesi kolay Afrodisias mermerleri belki de bulunabileceklerin en iyisiydi. Dahası taş ustaları siyah ve beyaz mermerin bir arada bulunduğu damarları tek blok halinde çıkarma yeteneğini de kazanmışlardı. 

Hadrian Hamamı 

 Roma İmparatoru Julius Ceasar'ın Anadolu seferinden sonra dinlenmek için tercih ettiği, halefi Octavianus'a (Augustus) Anadolu'da bir başkent seçmesi istendiğinde eliyle işaret ederek "İşte bu muazzam şehri, Afrodisias'ı seçerdim." diyerek şehre olan hayranlığını dile getirmiştir. Peki, göz alıcı kent olan Afrodisias'ın bu ünü nereden geliyordu ? Roma İmparatorluğu, Julius Ceasar'dan sonra tahta geçen Agustus ile birlikte Cumhuriyet döneminden İmparatorluk sistemine geçmiş ve dünyanın tek egemen olma yolunda ilerlemiştir. MS. 1. ile 3. yüzyıllar arasındaki Pax Romana dönemi, şehirlerin gelişimi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Sanatsal, kültürel, mimari ve en önemlisi heykelcilik alanlarında büyük sıçramalar yaşanmıştır. İşte Afrodisias'ın ünü, şöhreti bu şekilde gelişip ileri taşındığını görüyoruz.

Antik Tiyatro

 Afrodisias tapınağı paganların (çok tanrılı dine inananlar) hac yerlerinden biriydi.Ve kendisine sığınanı korumak gibi bir özellik taşımaktaydı. Deprem bölgesinde olan kent tarih boyunca depremlerden etkilenmiştir. 4. ve 7. yüzyıllarda büyük deprem olduğu bilinmektedir. Ayrıca 4. yüzyılda olan depremde Afrodit bulunduğu mevkide su akış yönünü değiştirerek su baskınları sorununu çözmeyi amaçlamıştır. Günümüzde de su baskınlarını çözmek için yapmış olduğu tahliye sisteminin kalıntıları görülmektedir. Afrodisias tapınağı 11. yüzyıla kadar kilise olarak kullanılmıştır. 

 Günümüzde Afrodisias'ın hala ayakta olan yapılarına göz atarsak, hamam ve  Antik Yunan kentinde pazar alanı olan ve sosyal faaliyetlerin yapıldığı agora alanı, kentin tapınağı, stadyum, 8.000 kişilik tiyatro, Roma ve Bizans dönemlerinde yapılan surlar, dini ve yönetimsel yapıları barındıran akropol, genellikle müzik ve tiyatro performansları için inşa edilmiş kapalı alan odeon  bulunmaktadır. Son olarak 1156 yılında Afrodisias'ı gezen Efes'teki Saint John kilisesinin Piskoposu George Tornikes ise kiliseyi şöyle anlatmakta:

"Bölgeyi etkileyen depremden sonra terk edilen kilisede artık sadece baykuşlar ötmektedir."









                KAYNAKÇA

Yorumlar

Popüler Yayınlar